22 Mart 2012 Perşembe

Bol Köpüklü Trük Kahvesi




Kahvenin Tarihi
Kahve, çok uzun yıllardır insanoğlunun hayatında olan bir lezzet. Kahve bitkisinin çekirdeklerinin insanlar tarafından ilk olarakHabeşistan'da bugünkü şekline benzer yöntemlerle tüketilmiş olduğu düşünülmektedir. Zaman içerisinde buradan Yemen'e ve orada Ortadoğu'daki diğer yerlere yayılmıştır.
Osmanlıların Kahve ile Tanışması
Bu konuda mutelif hikayler vardır. Bu hikayelerden birine göre, kahve 1554 yılında Suriyeli iki kişi olan Halepli Hukm ile Şamlı Şems tarafından İstanbul'a getirilmiştir. Diğer hikaye ise, 1517 yılında Yemen Valisi tarafından kahvenin İstanbul'a gönderildiğini anlatır. 

Hangi hikaye gerçek olursa olsun, bilinen şu ki kahve denilen büyülü içecek 1500 yılların ilk yarısı civarında İstanbul'a ulaşmış ve kısa sürede beğenilen bir lezzet olarak Osmanlı mutfağının baş köşelerinden birine kurulmuştur.

Malzemeler

Taze kavrulmuş 1 tatlı kaşığı Türk kahvesi
1 adet küp şeker
1 kahve fincanı soğuk su
Bakır cezve

Yapılışı

Kahve yaparken en önemli nokta suyun soğuk olmasıdır. Öncelikle 1 fincan soğuk suyumuzu cezveye boşaltıyoruz. Sonra kahve ile şekeri ekliyoruz. Ocağa koymadan önce iyice karıştırıp kahve ile şekerin erimesini sağlıyoruz. En kısa ateşte ocağa koyuyoruz. Kahvenin köpüklü olmasını sağlamak için aralıklarla bir iki kere yavaşça karıştırıp bırakıyoruz. (Bu sırada fincanda köpüğün dağılmaması için kahvede köpük oluşana kadar fincana kaynar su doldurup fincanın ısınmasını sağlıyoruz. Fincan ısınınca sıcak suyu dökebiliriz) Kahvede oluşan köpükleri bir tatlı kaşığı yardımı ile alıp fincana alıyoruz. Cezveyi tekrar ocağa koyup kenarlardan ufak ufak kaynama belirtileri gösterince ocaktan alıp köpüğü dağıtmadan fincana boşaltıyoruz. Çikolata yada lokum ile servis yapılır. 
Kahveyi asla kaynatmıyoruz. Çünkü Türk kahvesi kaynatılmaz. Mırra denilen kahve türü sadece kaynatılır.
Afiyet Olsun...

1 yorum:

  1. çok severim türk kahvesini mis gibi kokusu buraya kadar geldi sanki

    YanıtlaSil